Cuma, Ocak 21, 2011

karnabahar ve bir daha doktora yapmam...


Üniversiteye başladığım yıl annemlerin evde olmadığı yaklaşık 1 aylık bir zaman dilimini evde geçirmiştim. Bir arkadaşım o ay boyunca ara ara bizde kalırdı. Birlikte eğlenip pek çok ortak saçmalığa imza attığımız biriydi kendisi. (Belki de bu ortak saçmalıklardan dolayı hissettiği utanç yüzünden benimle görüşmüyorsun dilara-e). Herneyse, ev boş, mutfak bizim, nenemin ara sıra getirdiği yemekleri saymazsak bakanımız yok, biz de yemek icat etme işine girdik. Bulduğumuz malzemeleri karman çorman edip saçma ama kimisi lezzetli bazı yemekler icat etmeye giriştik. (Ardacım, vaktiyle Övül'ün yemediği susam çorbası da bu döneme ait bir yemek-Bööyk)
Her akşam farklı yemek yapıp ardından onlara keyifle isim koyardık. Aklımda kalan isimler "çocuklarına analık", "saçımı süpürge", "mastır" ve "doktora" idi. Mastır yumurtayla fırında yapılıyordu. doktoranın ana malzemesi ise karnabahar idi. Öyle gülüp gülüp eğlenirdik. Daha okula yeni başladığım için master doktora gibi planlarım olmadığından o dönemlerde bu yemeklerle vakit geçirip kendimizi master, doktora yapmış insanlar sayardık.
Doktora tez savunmamın tarihinin belli olduğu (tam 1 hafta sonra) şu günlerde aklıma nedense bu yemekler geldi. Tez döneminin de bir yan etkisi olsa gerek şu ara dilimden düşürmediğim şey "Bir daha doktora yapanı ne yapsınlar". Bununla oldukça uyumlu olarak da karnabaharla da bir hoşlaşmama durumum var. Düşünüyorum daha implicit bir boyutta bunlar alakalı mıdır?
Aha günün fotosu da budur:

Hiç yorum yok: