Perşembe, Temmuz 08, 2010

Göl fotosu ve Guburluk üzerine


Bir önceki foto ile başlayalım. İzmir- konak-karşıyaka vapurunda çekilmişti. Severim o fotoğrafı. Bir Bir bayram günüydü yanılmıyorsam ve kış ortasıydı. O mevsime göre güzel bir havaydı ki yol boyunca dışarıda oturabilmiştik.
Günün fotosu, son gidişimde Eğirdir'de çekmiştim. O sefer tek başıma kalabildiğim nadir zamanlardan biriydi ve oldukça keyifliydi benim için.
Son Eğirdir gezimi düşündükçe alternatif planları da düşünmeden duramıyorum. birincisi Ankara'dan Eğirdir'e gitmek yerine önce Akşehir'e gidip, geceyi orada geçirip ertesi gün otobüsle Eğirdir'e gidebilirdim. Ya da Eğirdir'e gitince bağ yerine adaya gider, Mürsel'in yerinde kalır, sabah olunca da bağa gidebilirdim.
Hatırlıyorum da o gece anneme sürpriz yapıcam diye neredeyse sokakta kalıyordum. Annem bağda olur diye merkezden minibüse atlayıp bağa gitmiştim. Eve vardığımda saat 9'u çoktan geçmişti. Evde kimseyi de bulamamıştım. Annem benimm ertesi gün akşama doğru geleceğimi düşündüğünden geceyi akrabalarında geçirmeye karar vermiş.

Bu kararı almasında ise ailesinin Gubur tarafının önemli bir etkisi var. Gubur sülalesi birçok bozuk genetik özelliği bünyesinde barındıran bir sülale. Bundan benim payıma şimdilik sadece skolyoz (ya da Çiftlik çuprası sendromu) düşmüş. Bu paket içine bilimum anksiyete bozukluğu (OKB başta),tırsaklık, renk körlüğü, ictiosis, ve şaşıya bakamama da dahil. Başkaları varsa da onları ben henüz çözemedim.
Neyse gelelim konuya. Nenem hardcore bir gubur kızı idi ve yukarıdaki özelliklerin hepsine en azından taşıyıcı olarak sahipti. Şaşıya bakamazdı, TV dizilerindeki şaşı karakterler bir fena olmasına neden olurdu. Bu zayıf yönü bilindiğinden itina ile üzerine gidilir, konuşurken gözler şaşı yapılır "amaaan X" diye sitem etmesine neden olunurdu. O kadar ki Arda bile ileri şaşılık tekniklerini ilk önce nenem üzerinde denerdi.
Bir de korkaklığı vardı rahmetlinin. En korktuğu iki şey köpek ve adam idi. Hatta adam korkusunu bir keresinde şöyle ifade etmişti. "Adam görünce içim bi hoş oluyo". Ölümünün üstünden tam 6 ay geçti. Hala kendisini anıyoruz.

Anneme gelince "ben hiçbişeyden korkmaaam" der habire ama gubur geninin tırsaklık ayağı her an aktif hale gelmeye hazırdır kendisinde. Eğirdir'e son gidişinde yine bir hardcore gubur kızı olan dayı kızı Kevser teyze, "Viri Zehraa, bağda gece tek başına mı kalıyon, kalını mı heç" demiş. Annem de bu lafın üzerinde bağa gündüzden gündüze ayak basar hale gelmiş. Bunun sonucunda benim payıma düşen, kapı önünde serin havada ve karanlıkta 1 saat beklemek ve ardından gelen 3 gün boyunca her yere maaile gitmek oldu.
çok uzun oldu yazı, sıkıldım. yapıcak işim de var hem.

1 yorum:

esra dedi ki...

Ayşe ! Ben yazıyı çok sevdimm ! Bir yerde gezi yazıları yazsan ! Ben de okusam !